İlk kitabına yani Kaçınılmaz'a okuma etkinliği düzenleyerek sizlere hatırlattığımız ve ikinci kitabına tur düzenleyerek meraklılarına tüyolar verdiğimiz Sezgi kitabının yorumu ile herkese merhabalar...
Öncelikle şunu söylemeliyim ki Yabancı Yayınları gerçekten okuyucuyu kapakları ve ayraçları ile nasıl kazanacağını ve kendisine nasıl hayran bırakacağını biliyor. Sizlerde bayılmadınız mı? Çünkü ben çok ama çok beğendim.
Sezgi beni malesef hayal kırıklığına uğrattı. Nedenini açıklamadan önce kısaca olayları anlatayım.
DİKKATT ilk kitabı okumayalar için spoiler içerir...
Sezgi'nin sonunda Rushell ölmek üzereyken Evie onu serafim meleğine çevirmişti hatırlarsanız. Evie Reed'i korumak için Rushell ile beraber kaçar fakat kaçtıkları yerde onları kötü sürprizler beklemektedir. Bu arada aşk üçgenimiz de bir kişinin eklenmesiyle artıyor. Yani herkes Evie'ye Evie Reed'e aşık.
Evet ilk kitabın sonları aksiyon dolu okuyucuyu ters köşe yapacak şekilde bitmişti. Sezgi'yi aynı heyecanı bekleyerek elime aldım. Odaklanmaya çalıştım okumaya çalıştım ama o kadar çok zorlandım ki anlatamam. İlk 100 sayfa bana işkence gibi geldi... Kitap ilerlemiyor ve klişeleşmeye başlıyor. Doğal olarak melek konulu kitaplara bayılan ve beklentiyle dolan ben hayal kırıklığı yaşadı. Açıkcası yazarın kalemini sevemedim.Senin tarzın değil ama romantik diye düşünebilirsiniz ama sizlere bu türde yazılmış tam puanlık bir sürü seri sunabilirim.
Kısacası bu seri bende sınıfta kaldı. Ekip arkadaşlarım benden daha çok sevdiği için onların yorumlarını okumanızı öneririm... Sizlere kitap hakkında fikriniz oluşması açısından bir kaç alıntı paylaşmak istiyorum.
**ALINTILAR**
Dokunmaya ihtiyacı var...İlk tanıştığımız zamanlarda yanımdayken bu kadar kayıp görünmesine şaşmamalı. Kaybolmuş ve ben onu buldum...Ne olursa olsun öyle kalacak, diye düşündüm.
**
"Yani bana bir tırabzanı bükmenin seksi olduğunu mu söylüyorsun?" diyerek kulağına fısıldadım. Bana bakarken gözlerinin içindeki karanlık yüzünden büyülenmiştim.
"Evet, söyledin ve bana insan dilinde dediğinde sana inanmıştım ama bana hiç Melek lisanında beni sevdiğini söylememiştin," dediğinde donup kaldım.
Seksi sesiyle, "Oldukça" dedi.
**
"Ah... Ama sana bunu zaten söyledim," derken şüpheyle bakıyordum."Beni sevdiğini söylüyorum."
**
"Son derece. Sen de bir Serafim olduğun için, başka bir Serafim sana meydan okuyana kadar sana aidim.""Bu bir yolu. Beni senin olarak işaretledin. Senin aşkın ve cennette bir hırlama, diğer melekleri beni paylaşmayacağına dair uyarmak için yeterlidir." "Ciddi misin?
**
"Benim meleğim." diyerek yanıtladım. "O da sensin, eğer hırlamam yeterince açık olmadıysa diye söylüyorum."
"Sen tanıştığım en tehlikeli yaratıksın," dedikten sonra şarabını yudumladı ama sözlerime sevinmiş, hatta sözlerim tarafından gururu okşanmış görünüyordu.
**
Ve sonra asla tatmak istemediğim bir duygu var. Onun adı ızdırap. Bunu öleceğini düşündüğünde hissetmiştim.
**
Bu, sen bana ve ben de sana aidim demek.Kimse aramıza giremeyecek. Bu biz demek ve hiç kimse bunu değiştiremez!
0 yorum:
Yorum Gönder